First SAMBA in London
by on Mayıs 1, 2017 in Genel


Merhabalar,

Bu SAMBA OKULU işi ne zaman ve nasıl başladı? Onu paylaşmak istedim. Yüksek öğrenimimi Londra’da bitirip Türkiye’ye döndüğüm yıl 1980 idi. 5 sene boyunca orada yaşadığım süre zarfında Brezilya ve Latin plak(!)larını güçlükle bulabiliyordum. O zamanlar zaten CD formatı piyasaya çıkmamıştı ve herkes kaset veya 33’lük plak dinliyordu. Ara ara trene veya uçağa atlayıp Paris’e Hakan Behlil’in yanına gittiğimde bol bol o tarz plaklar alıyordum kendime, zira Paris bu işler için iyi bir menba idi. Mezun oldum, döndüm ve aradan yıllar geçti. Ben kendi çabalarımla ve dinleyerek Brezilya vurmalı çalgılarını öğrenmeye başlamıştım. Tam 10 sene sonra THE Uğur Yücel ile tekrar Londra’ya yolumuz düştü. Time Out dergisini bilirsiniz, aslında Ingiliz kökenlidir, Londra’da ne var ne yok onu yazar; otele varır varmaz dergiyi alıp baktık. Amanınnn ne görelim ? O akşam bir performans: LONDON SCHOOL of SAMBA. Demeki ki bu 10 sene zarfında Ingiliz zevklerinde çok şey değişmiş ve Latin Amerika ve Brezilya ritimleri artık o konservatif camiada kabul görmüştü. Elbette ki o akşamızı orada geçirdik. Kalabalık bir grup bir partide çaldılar. Ağzımızın suyu aktı. Henüz ilk kez bu kadar değişik Brezilya vurmalı çalgılarını yakından izleme fırsatı bulmuştum. O etkinlikten sonraki ilk Pazar günü boş bir katedralde provaları vardı. Tanışıp ve konuşup o provaya katılmak istediğimizi söyledim. Prova günü katedralin adresini zar zor bulduk Uğur’la.. İçeri girdiğimizde aynen daha önceki yazımda anlattığım bir atmosfer hakimdi. Yaşları 25 ila 55 arası, tamamı beyaz Ingilizlerden oluşan bir ekip “Takaraka Takaraka Takaraka” şeklinde Samba Batucada çalıyordu. Hemen, elimizden geldiğince, yerden bir iki alet alıp katıldık. Çok usta değildik zaten o dönemlerde ama bazı teknikleri biliyorduk. Yaklaşık 2 saat boyunca toplam 35-40 kişi birlikte çaldık. Ekibin içinde kara kaşlı, kara saçlı birisi çok dikkatimi çekmişti. Yeterince de usta idi, “Muhtemelen bu esmerlikle ve bu ustalıkla, olsa olsa Brezilya’lıdır” dedim kendi kendime. Prova bittiğinde hep birlikte bir pub’a gitmeye karar verdik. Yolda yürürken ben dururmuyum tabi? “Bu adamla derhal tanışacam” dedim. Bundan sonraki sohbetimiz şöyle:

Jozi: “Hi, you play very well..”
??. “Thank you”
Jozi: “Where are you from?”
??. “Turkey, and you guys?”
Jozi: ????? (sessizlik)

Uzun süre Londra’da yaşayan ve açıldığından beri, 6 senedir bu okula devam eden Erhan Akhan çıktı, çıka çıka. Sonra tabi cok iyi ahbap olduk, Türkiye’ye döndükten sonra bir dönem bundan önceki grubum Pasaporte Latino’da da çaldı bizimle. Önce Londra sonra Paris, bakalım başka nerelerde Samba Okulları bulacağız.

Ritmlicekle kalın!
JL

Bir cevap yazın

Jozi Levi 2015