JOZİ LEVİ KİMDİR?

Babasının yurt dışından getirdiği İtalyanca 45’lik plakları daha küçücük yaşta portatif plastik pikapta çalarak mırıldanmaya başlayan Jozi Levi, İstanbul’un İstanbul olduğu dönemde dünyaya geldi. Müziği çok sevmekle birlikte, sokakta oynamanın da tadını bildi ve çıkardı. Ancak müzikle gerçek tanışması 7 yaşında iken klasik piyano derslerine başlamasıyla oldu. Yetenekliydi, klasik müziğe devam edebilirdi ancak 12 yaşında iken pop ve rock tarzı müziklere duyduğu ilgi ağır bastı ve dersleri bırakarak piyanodan orga geçti. Derken Carlos Santana’nın etkisi altında kaldı ve vurmalı çalgılara merak duymaya başladı. İnsan müzikle bu kadar iç içe olur da sahneye çıkmaz mı? İlk sahne deneyimini o sıralarda okumakta olduğu English High School’da kurduğu Mini Monsters grubu ile, okulun konser salonunda yaşadı.Ortaokul ve lise yillarinda ise Hakan Behlil, Batu Mutlugil, Bulent “Canavar” Atlıoğlu, Roni Adut, Deniz Dündar, Harun Kolçak, Hamdi Demirel, Süleyman Ulagay, Rudolf ve Manfred Bergemann, Özkan Uğur, Galip Kayıhan vb. gibi muziğe gönül vermiş yakin dostları ile her firsatta muzik yapti. Müzik öyle bir deryadır ki, bir tarza takılıp kalamazsınız. Jozi Levi lise yıllarında Jazz, Brezilya ve Latin müziklerini dinlemeye başladı. İngiltere’de geçirmiş olduğu 5 yıllık yüksek öğrenimi dönemindeki üniversite konserlerinde ve Türkiye’deki ilk grubu Jazz Junior‘da,  “Fender” Rhodes electric piano çalarak yer aldı. Fırsat buldukça vurmalı çalgılar toplamaya ve bunları kendi çabaları ile öğrenmeye başladı.

İngiltere’de Brunel Üniversitesi’nden elektrik ve elektronik mühendisi olarak mezun olup Türkiye’ye döndüğünde birkaç Brezilya vurmalı çalgısını çalmaya başlamıştı. İlerleyen yıllar boyunca, sadece amatörce müzikle ilgilenmesine rağmen bu yıllarda Paco de Lucia’nın ekibinden bass gitarist olan Carlos Benavent ve saksafoncu Jorge Pardo ile dostluklar kurarak onlarla birlikte İstanbul’da birkaç etkinlikte yer aldı.

Profesyonel müzik yaşamına Uğur Yücel’in etkisi ile atıldı: 1992 yılında Uğur Yücel & Sezen Aksu Show’unda, ardından da 3 yıl boyunca Kayahan’ın konser ve albüm çalışmalarında yer aldı. Rastlantı eseri tanıştığı Brezilya’nın ünlü müzisyenlerinden olan percussion ustası Cyro Baptista ve piyanist Marcos Silva’dan Brezilya müziği ve vurmalı çalgılar teknikleri konusunda birçok şey öğrendi.

1996 yılında Melis Sökmen, Ercüment Vural, Tuğba Önal ile bir araya gelerek Pasaporte Latino’yu kurdu. Grubun sonradan değişen elemanları (Zeynep Casalini, Banu Kunt, Carlos Garcia Mayedo, Berna Anter, Serkan Özyılmaz, Şenova Ülker, Aycan Teztel, Mehmet Sezer, Cengiz Baysal, Volkan Öktem, Turgut Alp Bekoğlu, Eylem Pelit, Erhan Akhan) ile birlikte, tek albümü ve iki TV klibi 2000 yılında yayınlandı.

Eylül 2002’de grup dağılana kadar kurucu üye ve grubun percussionist’i olarak müzik kariyerini sürdürdü. Yine aynı yıllarda Emin Fındıkoğlu ve Detant projesinde yer alarak Akbank Jazz Festivali ve İstanbul Jazz Festivali’ne katıldı. Kerem Görsev, Kenan Doğulu ve Volkan Konak’ın birer albümünde konuk sanatçı olarak yer alarak, bu müziklere Brezilya ritimlerini kattı.

2003 yılı içinde kurulan Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars grubunda, 5 yıl boyunca piano ve vurmalı çalgılar çaldı. Bu dönemde ise dünyaca ünlü Latin starları percussioncu Rodrigo Rodriguez, trompetçi Amik Guerra, şarkıcı Armando Miranda, şarkıcı Frankie Morales, Latin kemancı Alfredo de la Fe ile çalışma şansını yakaladı.

2004 yılı ve sonrasında ise yakın arkadaşları Emir Ersoy, Cüneyt Akgün, Arda Baykurt, Cemil Tatlıpınar, Tunç Çakır gibi değerli müzisyenlerin de içinde olduğu Cub@n-IST grubunda yer aldı.

Yine aynı dönemlerde ve eşzamanlı olarak 2003 yılında, Bate Bumbo Brezilya vurmalı çalgılar topluluğunu kurup Türkiye’de bir ilki başlattı. DJ alt yapı müzikleri eşliğinde Elektronica, Latin-House, Tribal-House vb. müzik türlerini Brezilya vurmalı çalgılarlıya birleştirdi. Daha sonra da, işin daha özüne inerek, tamamen akustik ve sadece Brezilya’nın Samba Batucada ritmlerinin çalındığı repertuarlar oluşturarak gösteriler düzenledi.

2008 yılı ortalarında ise Jozi Levi Brazil Project adı altında, Bossa Nova, Pagode, Samba, MPB ve Baião stillerinde müzik yapan grubunu kurarak, Istanbul’un gözde mekanlarında sahne aldı.

2009 yılından beri halen sürdürmekte oldugu ve eğitmen/moderatörlüğünü yaptığı kurumsal Ritim Atölye’lerini Türkiye’nin en önemli kurumları için düzenledi.

Açık Radyo FM 94,9’da Musica Brasileira adı altında bir Brezilya müziği radyo programını hazırlayıp sunmaya 2010 yılında başladı.

2013 yılında ise, Brezilya’nın en önemli liyakat nişanlarından biri sayılan Ordem de Rio Branco nişanı ile ödüllendirildi.

Jozi Levi 2015